Sektör ve üreticiler olarak, 2024 yılının ilk ve ikinci yarısını nasıl geçiriyorsunuz? Sektörünüzün genel durumunu değerlendirip, yıl sonu öngörülerinizi ve hedeflerinizi paylaşır mısınız?

Yalıtım sektörü Türkiye’miz için önemli değerler üretmeye 2024 yılında da devam etti. Üretimden satışları 2023 yılı itibarı ile 2 milyar dolar düzeyine ulaştı ve ekonomik büyüklüğü tüm hizmetler dahil edildiğinde 7 milyar dolara yaklaştı. Kendi büyüklüğünün 3,5 katına ulaşan bir değer zinciriyle ülke ekonomisine önemli katkı yapan sektörümüz, doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 150 bin kişilik bir istihdam da sağlıyor. Son yıllarda ihracat tarafında önemli ivme kaydeden sektörümüz, alanında küresel üretim merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Yüzde 100 yerli sermayeli Bonus Yalıtım, sektörümüzün öncülüğünü üstlenen markadır. 2024 yılında da geçmişimizde olduğu gibi, standartlarımızı iş ortaklarımızın beklentilerini en iyi şekilde karşılayan ürünleri sunmak için sürekli geliştiriyoruz.

Ürün gruplarımızda beklenti ve hedeflerimize paralel sonuçlar ve miktarsal olarak yüzde 50 büyüme ile kapattığımız 2023 yılında, Bonus XPS, Bonus Taş Yünü ürün gruplarının yanı sıra özellikle Bonus Proof membran ürün gruplarımızda kayda değer büyüme elde ettik. Tüm ürün gruplarımızda hem yurt içinde hem de yurt dışında başarılı iş sonuçlarımızın ödüllerini aldığımız bir yıl oldu. Proof membranımız Yalıtım Sektörü Yılın Su Yalıtımı Ürünü ödülünü aldık. Her yıl olduğu gibi 2023 yılında da İklimlendirme Sektörü başarılı ihracatçıları arasında yer aldık.

2024 yılına, 2023 yılındaki kapasite kullanım seviyemizi koruma ve stratejik olarak belirlenmiş ürün gruplarında büyüme sağlama hedefleriyle girdik. Ilımlı ve sürdürülebilir bir büyüme anlayışı benimsiyor, bu doğrultuda artan kapasitelerimizin verimliliğini en üst düzeye çıkarmayı amaçlıyoruz. Bu yıl, dünya genelindeki gelişmeleri yakından izleyerek, hem mevcut fırsatları değerlendirmeye hem de şirketimizin uzun vadeli stratejik hedeflerine uygun yeni yatırımlar gerçekleştirmeye odaklanmış durumdayız. 2024 yılı, bütçe planlamalarımızı titizlikle takip ettiğimiz ve gerçekleşmelerini yakından izlediğimiz bir dönem olarak öne çıkıyor.

Su yalıtımı konusunda toplumun yeterli bilinç düzeyine ulaştığını düşünüyor musunuz? ERYAP olarak ve BİTÜDER olarak bu konuda yapılan çalışmalardan söz eder misiniz?

Her zaman, her platformda dile getirdiğimiz üzere, insan hayatını, sağlığı, aile bütçelerini ve ulusal ekonomiyi doğrudan ilgilendiren, “hayata eş değer” öneme sahip su yalıtımı konusunda, toplumsal farkındalığın artması da büyük önem taşıyor.

Yakın zamanda yayınlanan ve büyük önem taşıyan Su Yalıtım Yönetmeliği örneğinde olduğu gibi, ülkemizde kamu yönetimince oluşturulmuş çok güçlü yönetmelikler var, ancak bu yönetmeliklere tam uyum ve doğru kadrolarla doğru denetlemeler de hayati öneme sahip. Bunu sağlamanın en etkin yollarından biri de toplumsal farkındalığın artması.

Kentsel dönüşüm hareketi, yapı stoğunun yenilenmesi konusunu toplum gündeminde önemli bir yere getirdi. Günümüzde kentsel dönüşüm çok önemli bir gündem teşkil ediyor. T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de riskli ve dönüşmesi gereken 6 milyon konut ve 1,5 milyon işe yeri bulunuyor.

İnşaat faaliyetinin ekonomik boyutu ve oluşturulacak yeni mekanların alan büyüklükleri, kullanılacak mutfak, banyo ekipmanları gibi konular elbet önemli, ancak insan hayatını birinci derecede ilgilendiren yapı güvenliği konusunun da gündemde yer tutması gerekiyor. Bunun için yapı güvenliği konusunda toplumsal farkındalığın artması da büyük önem taşıyor.

Yönetim kurulunda üyesi olduğum ve iletişim komitesi başkanı olarak görev yaptığım, Türkiye’de tüm bitümlü örtü üreticilerini birleştirerek, su yalıtımının kalite standartlarını yükseltmeyi ve sektörün sağlıklı büyümesini amaçlayan Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği ve sektörümüzün diğer önemli çatı kuruluşları, bu alanda önemli çalışmalar gerçekleştiriyor.

Sektörünüzdeki malzeme ve uygulama açısından trendler nelerdir? Firmanızın ve sektördeki diğer firmaların inovatif ürünlere yeniliklere açıklığını nasıl değerlendirirsiniz

Sektörde son yıllarda giderek yaygınlaşan bitümlü polimer içeren membranlar, su yalıtımı teknolojilerinde önemli bir gelişmeyi temsil ediyor. Polimerlerle takviye edilmiş bitüm, malzemeye yüksek dayanım katmanın yanı sıra, mükemmel su yalıtımı ve kolay uygulama sağlıyor.

Bu alanda geçtiğimiz yıllarda sektörümüze yeni bir değer olarak sunduğumuz; temel ve derin temel yalıtımında koruma betonu gerektirmeyen yüksek performanslı bir ürün olarak öne çıkan Bonus Proof membran ürünlerimiz yenilikçi gücümüze örnek oluşturuyor.

Yapısındaki güçlendirici polimerlerle yüksek dayanıma sahip olan Bonus Proof membran ürünlerimiz, kolay uygulama ve mükemmel su yalıtımı sağlar. Taze betona hidrotasyon ısısı ile yapışarak yüksek mukavemetli bir yapışma sağlayan Bonus Proof membranlar, kendi kendini tamir edebilme becerisi ve yanal su migrasyonlarına yüksek mukavemet özellikleri ile bitümlü membran pazarını olması gereken önem ve ilgi odağına tekrar taşıdı.

Su yalıtımında kullanılan diğer tamamlayıcı ürünlerden biri olan XPS levhalar, gezilebilen teraslarda, bir binanın temelinde ya da her gün 10 binlerce yolcu taşıyan, tonlarca ağırlıkta uçakların inip kalktığı havalimanı pistlerinde hem su yalıtımını koruma hem de ısı yalıtımı amacıyla kullanılan ürünlerdir. Bu özellikleri ile XPS ürünlerinin basınç etkisine dayanıklılığı çok önemlidir. En yüksek üretim standartlarında, çevre dostu yöntemlerle üretilen, CE uygunluk beyanlarına ve TSE belgesine sahip Bonus XPS ısı yalıtım levhalarımız, bu ihtiyaçları en iyi şekilde karşılamaktadır.

XPS teknolojimizin ve üretim gücümüzün ulaştığı noktada, ileri ekstrüzyon teknolojimiz ve tam otomasyon prosesinde sahip olduğumuz alt yapımızla, Türkiye’de bir ilk olan “1.000 kPa basma” dayanımına sahip XPS levhaları üretmiş olmaktan gurur duyuyoruz.

Deprem dayanımı ve su yalıtımı ilişkisi hakkında yapılan bilinçlendirme faaliyetleri sizce yeterli mi? Yapılabilecekler hakkında neler söylemek istersiniz?

Son zamanlarda sıkça vurguluyorum, Su yalıtımı “hayata eş değer” bir uygulamadır. Yaşadığımız deprem felaketleri, yapı stoğumuzun kırılganlığı ile tekrar tekrar yüzleşmemize neden oldu. Deprem kuşağında yer alan bir ülkeyiz, deprem hayatlarımızın bir gerçeği. Bir diğer gerçek, inşaat sektörümüzün betonarme ağırlıklı çalıştığı. Konutlar, iş yerleri, hastaneler, kamu binaları vb. yapılar yüzde 90’a varan oranda betonarme karkas yöntemiyle inşa ediliyor.

Bu bağlamda sürekli vurgulamamız gereken bir diğer gerçek, su yalıtımı olmadan bir binada deprem dayanımı ve ekonomik kullanım ömründen söz edilemeyeceği. Zemindeki suyun beton ile teması, binaların dayanım gücünü sağlayan kolon, kiriş, perde duvar gibi taşıyıcı sistemlere zarar verir, betonda çatlaklar ve deformasyon oluşturabilir. Temelde suya maruz kalan demir donatı ve metal elemanlarda zaman içinde korozyon oluşması kaçınılmazdır. Korozyona uğramış ve dayanıklılığı azalmış bir yapının depremde ayakta kalabilmesi ise neredeyse imkansızdır. Yapıda oluşan güç kaybı sonucu bina, 5 yıllık bir süreçte taşıma kabiliyetinin yüzde 50’sini, 24 yıl içerisinde ise tamamını kaybedebilir ve bu da deprem gibi doğa olaylarında geri dönüşü olmayan felaketlere sebebiyet verir. Su yalıtımı binanın güvenliğini sağlamasının yanı sıra, insan sağlığına ve yaşam konforuna olumsuz etki edebilecek bakteri ve küf oluşumlarının engellenmesi açısından da önemlidir.

Bu gerçekleri her platformda, her fırsatta tekrar tekrar dile getirmek ülkemiz ekonomisine ve insanımız için kaliteli yaşam alanlarının oluşturulmasına önemli katkılar yapan, katma değer çarpanı yüksek bir sektörün profesyonellerinden ve sermayedarlarından oluşan camiamızın, yani hepimizin, sadece şirketlerimize ve sektörümüze değil, ülkemize ve halkımıza karşı önemli bir sorumluluğumuzdur.

Tolga Ceylan | ERYAP Satış ve Pazarlama Müdürü