Blog

YENİ BİNALAR DEPREME DAYANIKLI OLMALI !!!

 “Depremde ayakta kalacak güvenli binalar inşa etmek istiyorsak kuralları belli”

11 ilimizi derinden etkileyen depremin üzerinden 2 ay geçti. Yaraların yavaş yavaş sarıldığı, yıkımların, hem maddi hem de manevi kayıplarının derinliğinin daha net anlaşıldığı şu günlerde, güvenli yapıların önemine dikkat çekmek için açıklama yapan Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Doğruer, meydana gelen depremlerde kayıplarımızın çok acı ve ağır toplumsal sonuçları olduğunu unutmadan ve hatalardan ders alarak yapılaşma planı yapılması gerektiğine belirtti. Çok katlı binalarda çökmelerin pek çok sebebi olduğunu biliniyor. Doğru şekilde mühendislik hizmeti alarak tasarlanmış ve inşa edilmiş güvenli binalarda yaşamanın her vatandaşın hakkı olduğunu hatırlatan Doğruer, binaların en başta statik değerlere uygun inşa edilmesinin tek başına yeterli olmadığını, binanın ekonomik ömrü boyunca sağlığının korunması için bazı kriterlerin sağlanması gerektiğini vurguladı.

Binalarımızın % 90’ı Betonarme ve nüfusunun % 95 ‘inin deprem kuşağı üzerinde yaşıyor!

Deprem gerçeği ülkemiz için kaçınılmaz bir olgu. Ayrıca yerleşmiş betonarme karkas yapı geleneğimiz var. Bu iki gerçekten hareketle binalar tasarım aşamasından itibaren, kullanım amacına uygun, can ve mal güvenliğini koruyacak şekilde, bulunduğu iklim ve doğa şartlarında güvenli ve konforlu şekilde barınma ihtiyacımızı karşılamak için tüm mühendislik hizmetlerini alarak oluşturulmak zorunda. Bina statiği, ülkenin deprem koşullarına uygun şekilde, yapının bulunduğu bölgedeki deprem yüklerini karşılayarak can güvenliğini sağlamak üzere inşa edilir, edilmelidir.

Mevcut yapı stoğumuzun önemli bir bölümü riskli yapılardan oluşuyor. Ülkemiz nüfusunun % 95 ‘inin deprem kuşağı üzerinde yaşıyor olması sebebi ile deprem riskine karşı binalarımızın yenilenmesi ‘’Kentsel Dönüşüm’’ seferberliği ile başladı. Mevcut riskli binaların yıkılarak, yeni deprem yönetmeliğine uygun, daha güvenli ve sağlıklı yapılaşma seferberliği, başta büyük kentlerde olmak üzere tüm ülkede hızla yayılıyor. Kentsel Dönüşüm daha önce yapılan hataların tekrarlanmaması için önemli bir fırsat.

Deprem Dayanımı ve Su Yalıtımı İlişkisi

Binanın yapılacağı zeminin özellikleri, yeraltı su seviyesinin durumuna göre binanın mimari yapısına uygun temel ve taşıyıcı diğer tüm statik elemanları ile tasarım tamamlanarak uygulamaya geçilir. Tüm saydığımız özelliklere uygun malzeme seçimleri ile sistem bir bütün halinde tamamlanarak süreç bitirilir. Bu parametrelerin içinde en önemlilerinden biri, önemi bilimsel olarak da kanıtlanmış suyun korozyona etkisi. Her şey mükemmel yapılsa da binanın ömrü boyunca bu özelliklerinin korunabilir olması gerekir ki, işte tam da su yalıtımı uygulamaları, tasarımda karar verilen bu özelliklerin binanın ekonomik ömrü boyunca korunmasıyla ilgili vazgeçilmez bir unsurdur. Su yalıtımı yeterli olmayan bina 10 yılda taşıma kapasitesinin yüzde 66’sını kaybediyor. Yaşanan tüm depremler sonrası yapılan incelemelerde binaların yıkılmasının sebepleri kısaca özetlenirse, beton kalitesi, proje yanlışları, zemin özellikleri, alt katlarda kolonların kesilmesi…vb. sebepler ortaya çıkıyor. Korozyon, bu raporlarda yer alan ve bina yıkımlarının önemli bir sebebi olarak karşımıza çıkıyor. Korozyona uğramış muhtelif demirlerin et kalınlıklarının ölçümlerinin yapıldığı, Փ 12' lik inşaat demirlerinin maalesef Փ 9,5'a kadar düştüğü görülüyor..

Binaların temellerinde ve çatılarında, yer altı suyu, yağmur, kar gibi herhangi bir yoldan yapılara sızan su, donarak veya kimyasal tepkimelere girerek, betonun içindeki demir donatının özelliğini yitirmesine ve korozyona, yani paslanmaya neden oluyor. Oluşan korozyon ise yapıların taşıyıcı sisteminin çürümesine ve zamanla zayıflamasına sebep oluyor. Yeni yapılmakta olan binalarda, su yalıtımı, doğru ve kaliteli malzemelerle yapılmazsa, tüm ulusal ve uluslararası Standartlara uygun ürün ve uygulama kalitesine dikkat edilmezse, 10 yıl sonra donatı, belli koşullarda başlangıçtaki taşıma kapasitesini korozyon nedeniyle kaybediyor. Oysa su yalıtımı binaları suyun zararlı etkilerinden koruyarak güçlü olmasını sağlıyor.

Depreme Dayanıklı, Su Yalıtımı tam yapılmış bina nasıl anlaşılır?

Tasarımından anahtar teslimine kadar yapının inşaat sürecindeki tüm faaliyetler ülkemizde geçerli ve son derece yeterli yasa ve yönetmeliklerle tanımlanmış durumdadır. Unutmayalım ki mühendislik hesapları ile her türlü zemin durumuna, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının seviyesine göre, hesaplamalar yapılarak, yönetmelikte belirtilen şartlarda her türlü bina sağlıklı, güvenli ve uzun ömürlü yapıları oluşturmak mümkün. Ülkemizde yakın zamanda ‘’SU YALITIM Yönetmeliği’’nin yayınlanmış olmasını çok önemsiyoruz. Binalarda Su Yalıtım Yönetmeliğin sağlıklı bir şekilde uygulanması ve denetlenmesi ile yapılarımızın sağlıklı ve güvenli olmasını sağlayabiliriz. Sağlıklı su yalıtımı uygulamaları ile donatılmış bir binanın taşıyıcı sistemi de bina ömrünce korunuyor. Zorunlu olan bu Yönetmeliğe uygun olup olmadığını o binanın yapı denetiminden sorumlu kurum denetlemek ve onaylamak zorunda. Geçmişe dönük bu projelerin onayı sorgulanabilir.

Ayrıca bina satın alırken yada kiralarken bodrum katlarından gelen küf ve rutubet kokuları bize bu konuda ipucu verebilir. Veya duvarlardaki nem, rutubet, sıva kabarmaları su yalıtımının eksik olduğu konusunda fikir verebilir. Bu konularda son kullanıcılarında bilinç düzeyinde bir artış bekliyoruz. Binalarda öncelik kriterimiz görsel unsurlardan daha çok statik dayanım, su ve ısı yalıtımı gibi temel konularda yeterlilik aranmalı ve sorgulanmalıdır. Elbette yapı profesyonelleri tüm bunlardan sorumlu, fakat vatandaşın da bilinçlenmesi ve ‘’Su Yalıtımı’’ gibi temel yapı unsuru sayılan konularda müteahhiti, işvereni, ve kontrol mekanizmalarını sorgulamaya başlaması bu konularda önemli bilin artışına ve pozitif gelişmelere yol açacaktır.

Depremde ayakta kalacak güvenli binalar inşa etmek istiyorsak sağlıklı su yalıtımı uygulamasına dikkat !!!

Su yalıtımının önemine dikkat çekmek için açıklamalar yapan Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Doğruer, yapıları suyun zararlı etkilerinden koruyan su yalıtımının inşaat aşamasındaki maliyetinin, toplam bina maliyetinin sadece yüzde 3’ü kadar olduğunu hatırlattı.

BİTÜDER Başkanı Alper Doğruer; ‘’Deprem kuşağında yer alan ülkemizde geçmişte çok büyük acılar yaşadık, maalesef yaşıyoruz. Bilinçsiz yapılaşma dolayısıyla çok şiddetli olmayan sarsıntılarda dahi evlerimiz yıkılıyor, ciddi oranlarda can ve mal kayıpları meydana geliyor. Deprem Yönetmeliğine uygun projelendirme ve uygulamanın yanı sıra, Bina güvenliğinin sağlanması için olmazsa olmaz Su Yalıtımı uygulamalarına da önem verilerek, tüm binalarda standartlara uygun ürün ve uygulamalarla su yalıtımı yapılmalı’’ dedi. Standart dışı ürünlerin kullanımını engelleyerek, CE gibi uluslararası kalite kriterlerine uygun malzemelerle ve doğru işçiliklerle bilinçli uygulamalarla binalarımızı suyun zararlı etkilerinden ve korozyondan koruma altına almış olacağız.

Ülkece inşaat sektörü olarak geldiğimiz noktada eksiklerimizi doğru belirlemek ve tamamlamak amacı ile yola devam etmek gerekli. Bitüder üyesi sanayiciler olarak, bu alanda ‘’KALİTE’’ olgusu üzerinde hassasiyetle durmaya devam edeceğimizi vurgulamak isterim. Sağlıklı, kaliteli ve güvenli yapıların oluşturulmasında, kamu otoritesi ile işbirliği halinde, hem ürün kalitesini hem de uygulama kalitesini denetleme kapasitesinin arttırılmasını, denetim mekanizmalarının en güçlü şekilde çalışması için sektör derneği olarak her türlü çalışmanın içerisinde olacağımızı bildiririm.

Alper Doğruer

BİTÜDER Yönetim Kurulu Başkanı