"Ne yazık ki zaman zaman yıkıcı, hasar veren depremlere maruz kalıyoruz. Bu depremler sonrası yapılan bilimsel araştırmalar gösteriyor ki hasar alan ve yıkılan yapıların birçoğunda korozyon etkisi var, yani su yalıtımı ya hiç yapılmamış ya da yeteri ölçüde yapılmamış. Su yalıtımı gereken ölçüde yapılmadığında su bir şekilde yapının içine girmeye başlıyor. Donatı dediğimiz taşıyıcı demirler paslanmaya yani korozyona uğramaya başlıyor ve mukavemetinden çok ciddi bir oranda kaybediyor. Aynı zamanda su betona da benzer zararları vermeye başlıyor. Ne yazık ki deprem sonrası yapılan araştırmalarda korozyonun depremin çok ciddi derecede yıkıcı ve hasar verici olmasında çok yüksek oranda etkili olduğunu görüyoruz. " diye konuşan Umut Ceylan bu konuda vatandaşlara düşen görevler olduğunun da altını çizdi.



"Ülkemizde büyük projelere baktığımız zaman -büyük projelerden kastettiğim okul, avm , hastane gibi projeler- zaten birçoğunda su yalıtımı detaylı bir şekilde yer alıyor. Vatandaş olarak bu tip projelerde su yalıtımını sorgulamamız çok kolay değil. Fakat ev alırken, kiralarken bunu - başta müteahhit firmadan olmak üzere- sorgulayabiliriz. Projelerine bakabiliriz. Su yalıtımı projeleri var mıydı diye. Ülkemizde biliyorsunuz yapı denetim şirketleri üzerinden inşaatlar denetleniyor. Yapı denetim şirketleriyle görüşülebilir. Alacağımız, kiralayacağımız yapının su yalıtım projesine uygun yapılıp yapılmadığı sorulabilir. Biz ne yazık ki daha çok yapımızın doğramalarına, kapılarına, parkelerine bakıyoruz ama ağırlığımızı su yalıtımına ve detayların sorgulanmasına vermemiz gerekiyor." dedi.