DEPREMLER KAÇINILMAZ !!! BİNALARIMIZ DEPREME DAYANIKLI MI?
BITÜDER UYARIYOR:
Korozyon binalari çürütüyor,
deprem yikiyor!
Su yalitimi olmayan bina 10 yilda taşima kapasitesinin yüzde 66'sini kaybediyor
Ege Denizi'nde son zamanlarda meydana gelen depremler, neredeyse unutmaya başladigimiz 17 Agustos depremini hatirlatiyor. 1999 Depremi sonrasi resmi makamlar tarafindan Istanbul’da incelenen yaklaşik 56 bin konut ve işyerinin yüzde 64'ünde korozyon tespit edildi. Bilimsel çalişmalar da gösteriyor ki, su yalitimsiz bir binanin 10 yil sonra taşima kapasitesinin yüzde 66'sini kaybediyor. Binalari yagmur, kar ve yeralti sulari gibi zararli etkilerden koruyacak su yalitimi uygulamalari yetersiz oldugunda, taşiyici sistemlerindeki demirler korozyona ugrayarak, hasarli ve yikilan binalarin asil sebebi oluyor.
Yapilan çalişmalarda yaklaşik 19 Milyon konutun yaklaşik 7 milyonunun deprem açisindan riskli bina statüsünde oldugu tespit ediliyor. Sadece ISTANBUL ilini ele alirsak; 19 Ilçe sinirlarinda, 48 riskli alanda yaklaşik 13 milyon m2 riskli yapinin mevcut oldugu anlaşiliyor. Bu miktarda riskli alan tahminen 250 bin konut ve bu konutlarda yaşayan yaklaşik 1,2 milyon kişiyi ilgilendiren bir konu olarak karşimiza çikiyor. Biran önce riskli alanlarin yenilenerek, daha güvenli yapilara dönüştürülmesi bekleniyor.
"Kentsel Dönüşüm" tüm bu konularin çözümü için dogru anlaşilmalidir.
17 Agustos Depreminin yildönümü dolayisi ile açiklama yapan BITÜDER Yönetim Kurulu Başkani Kemal Çolakoglu, Kentsel Dönüşüm’ün riskli yapilarin önlenmesi, can ve mal güvenligini saglanmasi amaci ile başlatildigini hatirlatti. Bu süreçte hizli ve büyük boyutlu projelerin artmasi sebebi ile denetimle ilgili sikintilarin da önüne geçilmesi gerektigine vurgu yapti ve şunlari söyledi: "Binalarda Su Yalitimi için seçilen malzemelerin Standartlara uygunlugu, dogru detayda dogru malzeme seçimi ve yeterlilik belgesine sahip ustalarca yapilan saglikli uygulamalar ancak su yalitimi ile ilgili istenilen sonucu verir. Bilinç eksikliginden dolayi birçok projede standart dişi ürünler kullaniliyor. Bu da ne yazik ki kötü sonuçlara yol açiyor. Su yalitimi uygulamasi teknik bilgi gerektiren bir konudur ve en iyi malzeme bile yanliş ellerde olumsuz sonuçlar dogurabilir." dedi. Çolakoglu, yapilari suyun zararli etkilerinden koruyan su yalitiminin inşaat aşamasindaki maliyetinin, toplam bina maliyetinin sadece yüzde 3’ü kadar oldugunu da hatirlatti.
Depremde ayakta kalacak güvenli binalar inşa etmek istiyorsak saglikli su yalitimi uygulamasina dikkat !!!
Su yalitiminda dogru ürün seçimi ve dogru uygulamanin hayati önem taşidigina da deginen Çolakoglu, yapisi geregi su geçirmezligi en üst düzeyde olan, en uzun ömürlü malzemenin bitümlü su yalitimi örtüleri oldugunu söyledi. Bitümlü su yalitimi örtüsü seçerken de mutlaka Ulusal ve Uluslararasi Standartlara Uygunluk Belgesi (CE Belgesi) bulunan kaliteli ürünleri tercih etmek ve işin uzmanlarina uygulama yaptirmak gerektigini vurgulayan Çolakoglu, dogru ürün ve uygulama konusunda BITÜDER’in Inşaat Sektöründe ilgili kurumlarla işbirligi içinde çalişmalar başlattiklarini açikladi. Yeni Binalarda Su Yalitimi uygulamalarinin hem ürün kalitesi hem de uygulama kalitesi açisindan bina ömrünü uzatacak, yapi güvenligine destek olacak şekilde yapilmasi için her türlü çalişma ve teknik destek saglamaya devam etmeye hazir olduklarini da sözlerine ekledi.
BITÜDER Başkani Kemal Çolakoglu; "Deprem kuşaginda yer alan ülkemizde geçmişte çok büyük acilar yaşadik. Deprem kaybini minimum düzeye indirgemek için tüm binalarda standartlara uygun ürün ve uygulamalarla su yalitimi yapilmali. Bu süreçte SU YALITIM YÖNETMELIGI'nin biran önce yayinlanarak yeni binalarda, Standartlara uygun Su Yalitimi malzemesi kullaniminin ve uygulama kalitesinin denetlenmesi saglanmali, geçmişte yapilan hatalar tekrarlanmamali" diyerek sözlerini tamamladi.
